Yokluğunda Çıldırdım

On yıl aradan sonra Jacques, babasının mirasını halletmek üzere Fransa'ya geri döner. Amerika'da yeni bir hayat kuran Jacques, geçmişteki acı dolu anılardan kaçmak için ülkesini terk etmiştir. Bu geçmiş, eski eşi Mado ile paylaştığı ve hala izlerini taşıdığı bir dönemdir. Mado, Jacques'in yokluğunda Stéphane ile yeni bir hayat kurmuş ve çiftin Paul adında 7 yaşında bir oğlu olmuştur.

Fransa'ya döndüğünde Jacques, Mado ile yeniden karşılaşır. Eski yaralar ve duygular gün yüzüne çıkarken, Jacques, Mado'dan oğlu Paul ile tanışmak ister. Başta tereddüt eden Mado, sonunda bu isteği kabul eder ancak bunu kocasından gizler. Bu gizli buluşma, Jacques ve Paul arasında beklenmedik bir yakınlık doğurur.

Jacques ve Paul, gizlice görüşmeye devam ederken aralarındaki bağ her geçen gün güçlenir. Paul, Jacques'e karşı içten bir sevgi ve merak duyar. İkili arasındaki bu ilişki, Mado'nun hayatında karmaşık duygulara yol açarken, Jacques için de geçmişiyle yüzleşme fırsatı sunar.

Jacques'in dönüşü, tüm karakterlerin hayatında derin izler bırakır. Hem Jacques hem de Mado, geçmişin yükleriyle yüzleşirken, Paul'ün varlığı onların hayatında yeni bir dönüm noktası olur. Bu süreç, her biri için duygusal ve zorlayıcı bir yolculuk haline gelir.