İyileşenler

Yıllar süren salgının ardından, enfekte olanlar korkunç bir virüsün etkisiyle zombilere dönüşmüştür. Ancak nihayet bulunan bir tedavi sayesinde bu iyileşenler, hayata geri dönmenin zorlu süreciyle yüzleşir. Toplum, bu dönüşümün ardından eski haline dönmeye çalışırken, geride bıraktıkları karanlık anılarla baş etmek zorundadır.

Tedavi görenler, hem fiziksel hem de psikolojik yaralarını sarmaya çalışırken, onları kabul etmeyen bir toplumla karşı karşıya kalır. Kafalarda devam eden şüpheler, korkular ve önyargılar, yeniden uyum sağlamayı güçleştirir. İyileşenler, kendi kimliklerini ve insanlıklarını yeniden keşfetmek zorundadır.

Salgının izleri sadece bedenlerde değil, ilişkilerde ve toplumun yapısında da derin yaralar açmıştır. Eski hayatlarına dönmek, onların hem kendileri hem de çevreleri için büyük bir sınavdır. İyileşenler ile kalanlar arasındaki gerginlik, yeni bir düzenin inşasını zorlaştırır.

Bu süreçte, iyileşenlerin geçmişleriyle ve birbirleriyle olan çatışmaları, hayatta kalmanın ve yeniden bağ kurmanın anlamını sorgulatır. Korku, umut ve affetmenin iç içe geçtiği bu hikâye, insan olmanın sınırlarını gözler önüne serer.