Yaşasın Fransa

Muzafar ve Feruz, Asya'nın bilinmeyen küçük ülkesi Taboulistan'da yaşayan iki saf çobandır. Ülkelerinin dünya çapında tanınmasını sağlamak isteyen Taboulistan Devlet Başkanı'nın oğlu, dikkat çekici bir plan yapar. Amacı, Fransa'nın simgesi olan Eyfel Kulesi'ni yok ederek dünya medyasının dikkatini çekmektir. Bu tehlikeli görev için ise Muzafar ve Feruz'u seçer.

İki çoban, hayatlarında ilk kez yurt dışına çıkarak Fransa'ya doğru yola koyulur. Ancak, Fransa'da karşılaştıkları hayat, onların hayal ettiğinden çok farklıdır. Paris'in büyüleyici atmosferi ve Fransız halkının misafirperverliği, Muzafar ve Feruz'un görevlerini sorgulamalarına neden olur. İkili, planlarını uygulamak yerine Fransa'nın güzelliklerine kapılmaya başlar.

Muzafar ve Feruz'un Paris'teki maceraları, onları hem komik hem de duygusal anların içerisine sürükler. Yanlış anlaşılmalar, beklenmedik dostluklar ve absürt olaylar silsilesi, ikilinin hayatını kökten değiştirecektir. Bu süreçte, kendi kimliklerini ve dünyadaki yerlerini sorgularken, dostluk ve aidiyet duygularını yeniden keşfederler.

Sonunda, Muzafar ve Feruz, görevlerini tamamlamak yerine, içlerindeki iyiliği ve insanlığı dinlemeye karar verirler. Fransa'daki bu unutulmaz yolculuk, onların sadece kendilerini değil, dünyayı da farklı bir gözle görmelerine olanak tanıyacaktır. Yaşasın Fransa, mizahi ve düşündürücü anlatımıyla, izleyicilere bir arada olmanın güzelliğini hatırlatıyor.