Trans

Şiddet dolu bir soygun sırasında kaybolan değerli bir tabloyu bulmak için acil bir çözüme ihtiyaç duyan tehlikeli bir çete, hipnoterapist Simon'a başvurur. Simon, bilinçaltının derinliklerine inerek kayıp eserin yerini hatırlamaya çalışırken, olaylar beklenmedik bir hal alır.

Hipnoz seansları ilerledikçe, Simon sadece tablonun yerini değil, aynı zamanda kendi geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalır. Gerilim artarken, gerçeklik ve zihin arasında ince bir çizgi belirir; hafızalar bulanıklaşır, sırlar açığa çıkar.

Çetenin sabrı tükenirken, Simon’un hipnotik durumlar arasında gidip gelmesi, herkesin hayatını risk altına sokar. Her adımda, hem tabloyu hem de kendi özgürlüğünü kurtarmak için mücadele verir.

Sonunda, hipnozun sınırlarında dönen bu tehlikeli oyun, izleyiciyi bilinç ve hafıza arasındaki karmaşık labirentte sürüklerken, kayıp tabloya giden yolun aslında çok daha derin ve karanlık sırlar barındırdığını ortaya koyar.