Taş Ocağı

Kendi geçmişinden kaçan bir adam, kendini Teksas sınırındaki küçük bir kasabada bir vaiz kılığına girerken bulur. Kimliğini gizleyerek kasaba halkının güvenini kazanmaya çalışır. Bu yeni hayat, onun için hem bir kurtuluş hem de büyük bir sınavdır.

Kasaba sakinleri, adamın alışılmışın dışında vaazlarına hızla ilgi duyar ve onun etrafında toplanmaya başlar. Ancak bu durum, kasabanın polis şefinin dikkatini çeker. Şüpheleri artan polis, adamın gerçek kimliğini ortaya çıkarmak için peşine düşer.

Vaizin sırlarla dolu geçmişi ve kasabanın sakin yüzeyinin altında yatan karanlık gerçekler, giderek daha karmaşık bir hal alır. Her yeni adımda, adamın hem kendi iç dünyasıyla hem de kasabanın gizemleriyle yüzleşmesi gerekir.

Sınırlar hem coğrafi hem de ahlaki olarak zorlanırken; inanç, kimlik ve kurtuluş temaları, bu küçük kasabada çarpıcı bir şekilde iç içe geçer.