Still

Ailesini kaybettikten sonra, genç bir kadın salgınla harap olmuş ıssız bir dünyada hayatta kalma mücadelesi verir. Tek başına geçirdiği zor günlerde, karanlık ve tehlikelerle dolu bu ortamda var olmanın sınırlarını zorlar.

Bir gün, yalnız ve gizemli bir yolcu ona yaklaşır ve kendi topluluğunda bir yer teklif eder. Bu teklif, ona güven ve umut dolu yeni bir yaşamın kapılarını aralar gibi görünür. Ancak, verdiği kararın beraberinde getireceği riskler de büyüktür.

Kadın, daha iyi bir hayatın cazibesi ile içindeki korku ve şüphe arasında gidip gelir. Kendisini tanımadığı bir gruba bırakmanın getireceği tehlikelerle yüzleşirken, güvenin anlamını yeniden sorgular.

Hayatta kalmak için verdiği bu zorlu karar, onun hem fiziksel hem de ruhsal sınırlarını test eder. Geleceğe dair umut ve belirsizlikle dolu bu yolculuk, ona insan olmanın en temel ihtiyaçlarını tekrar hatırlatır.