Speed of Life

David Bowie’nin ölümüyle birlikte açılan bir solucan deliği, bir kadına yaşamını derinlemesine sorgulama fırsatı sunar. Bu beklenmedik kapı, onu geçmişiyle yüzleşmeye ve hayatındaki dönüm noktalarını yeniden değerlendirmeye yönlendirir.

Zamanda ve mekânda kaybolan kadın, anıların içinde gezinirken kendi seçimlerinin ve pişmanlıklarının izlerini sürer. Bu yolculuk, ona yaşamın hızına rağmen durup düşünmenin önemini hatırlatır.

Film, bir kadının içsel keşfi ve yeniden doğuşunu, zamanın sıradışı bir kıvılcımıyla harmanlayarak anlatır. Her anın ne denli değerli olduğunu gözler önüne seren bu hikâye, izleyiciyi kendi yaşamına dair bir yolculuğa davet eder.