Son Üç Gün

Tehlikeli bir suç örgütüyle karışan gizli bir polis, uyandığında yaşamının üç gününü, ortağını ve eşini kaybettiğini fark eder. Zamanla yarışan bu dedektif, hafızasındaki boşlukları doldurmak ve sevdiklerini kurtarmak için umutsuz bir mücadeleye girişir. Her ipucu, onu karmaşık bir komplonun içine çekerken, gerçek ile hayal arasındaki çizgi giderek bulanıklaşır.

Kendini bir anda suç dünyasının tam ortasında bulan dedektif, kaybettiği günlerin izlerini sürmek zorundadır. Bu süreçte, hem mesleki becerilerini hem de içgüdülerini kullanarak, hayatını altüst eden olayların ardındaki gizemi çözmeye çalışır. Zaman daralırken, karşılaştığı tehlikeler onun sadece fiziksel dayanıklılığını değil, zihinsel sınırlarını da zorlar.

Gerilim dolu bu serüvende, dedektifin attığı her adım onu ya kurtuluşa ya da daha derin bir çıkmaza sürükler. Unutulmuş anıların peşindeki bu zorlu yolculuk, izleyiciyi soluksuz bir takip hikayesinin içine çekerken, sonuna kadar neyin gerçek neyin yanılsama olduğuna dair merakı sürekli canlı tutar.