Sing Street

1980'lerin Dublin'inde genç bir delikanlı, ailesindeki gerilimli ortamdan kaçmak için kendi dünyasını yaratmaya çalışır. Okul hayatının zorlukları ve ailesinin maddi sıkıntıları arasında sıkışan Conor, dikkatini gizemli ve etkileyici bir kıza çeker. Onun ilgisini çekebilmek adına bir müzik grubu kurmaya karar verir.

Conor, arkadaşlarıyla birlikte kendi tarzlarını ve seslerini keşfederken, müziğin gücüyle kendini ifade etmenin yollarını arar. Grup üyeleri arasında oluşan bağlar, sadece müzik yapmakla kalmaz; gençlerin kendi kimliklerini bulmalarına da yardımcı olur. Bu süreçte hem özgüven kazanır hem de hayallerine yaklaşır.

Grubun çalışmaları ve sahne performansları, Conor’un hayatında yeni bir sayfa açar. Ailesinin sorunları ve çevresindeki zorluklar devam etse de, müzik onun için bir umut kapısı olur. Hayatındaki değişimlerle birlikte, genç adam kendi yolunu çizme cesaretini bulur.

Sonunda Conor, sadece bir müzik grubu kurmanın ötesinde, kendi iç dünyasını ve duygularını ortaya koyduğu bir yolculuğa çıkar. Aşk, dostluk ve hayallerle dolu bu serüven, onun büyüme hikayesinin en özel anlarını oluşturur.