Silahsız

Amerikalı silahşor Sean Rafferty, nam-ı diğer Montana Kid, Kanada'nın sakin bir kasabasına adım attığında, vahşi batının acımasız düello kurallarını bilen kimseyle karşılaşamaz. Silahını konuşturmak ve meydan okumak için yanıp tutuşan Sean, kasaba halkının bu şiddet dolu hayata yabancı olduğunu keşfeder. Kasaba sakinleri, Sean'ın bilmediği bir barış ve huzur ortamında yaşamaktadır ve bu durum onun alışık olduğu dünyanın tam zıttıdır.

Sean'ın, kendi adalet anlayışını ve vahşi batı kurallarını uygulamak için giriştiği çabalar, kasaba halkıyla arasında beklenmedik dostluklara ve komik olaylara yol açar. Kendini bu yeni dünyaya adapte etmeye çalışan Sean, zamanla silahsız bir yaşamın mümkün olduğunu fark eder ve içsel bir değişim geçirir. Ancak, geçmişinden gelen tehditler ve kasabanın huzurunu koruma isteği arasında sıkışıp kalan Sean, ne tür bir insan olmak istediğine karar vermek zorundadır.