Poupoupidou

David Rousseau, ünlü bir suç romanı yazarı olarak, yakın bir arkadaşının vasiyetini öğrenmek üzere uzak bir Alpler köyüne gider. Ancak köye gelişi, yerel güzellik kraliçesi, hava durumu sunucusu, peynir modeli ve Marilyn Monroe'ya benzeyen Candice Lecoeur'ün şüpheli intiharıyla kesişir. Bu olay, Rousseau'nun ilgisini çeker ve kendisini beklenmedik bir şekilde karmaşık bir gizemin ortasında bulur.

Candice'in ölümü, ilk bakışta bir intihar gibi görünse de, Rousseau olayın ardındaki gerçeği sorgulamaya başlar. Küçük kasabanın politikaları ve gizemleri, Rousseau'yu derinlemesine araştırmaya iter. Cinayet mi, yoksa gerçekten bir intihar mı olduğu sorusu, onun kafasını kurcalarken, kasabanın sırları da birer birer ortaya çıkar.

Rousseau, Candice'in geçmişini ve çevresindeki insan ilişkilerini araştırdıkça, kendisini karmaşık bir olay örgüsünün içinde bulur. Bu süreçte, kasabanın sakinleri arasındaki gizli çekişmeler ve kişisel ihtiraslar da gözler önüne serilir. Rousseau, bir yandan kendi yazarlık kariyerini sürdürmeye çalışırken, bir yandan da gerçeği ortaya çıkarmak için mücadele eder.

Bu alışılmadık gizem öyküsü, izleyiciyi hem düşündürür hem de sürükleyici bir şekilde merak uyandırır. Film, küçük bir kasabanın derinliklerinde saklanan sırları ve Rousseau'nun bu sırları çözme çabasını etkileyici bir şekilde işlemektedir. Poupoupidou, hem gerilim dolu bir hikaye sunar hem de karakterlerin iç dünyalarını keşfetme fırsatı verir.