Neruda

1948 yılında, Soğuk Savaş’ın etkisi Şili’ye ulaşmıştır. Ünlü şair ve Komünist Senatör Pablo Neruda, Kongre’de hükümeti Parti’ye ihanet etmekle suçlar. Bu suçlama üzerine Başkan González Videla, Neruda’nın dokunulmazlığını kaldırır ve onu siyasi bir hedef haline getirir.

Hükümet, Neruda’yı tutuklamak için Özel Soruşturma Polisi’nden müfettiş Óscar Peluchonneau’yu görevlendirir. Peluchonneau, şairi yakalamak için kararlı bir şekilde peşine düşer. Neruda, hem sanatsal hem de siyasi kimliğiyle izini kaybettirmeye çalışır.

Şair ve eşi, ressam Delia del Carril, ülkeden kaçmayı denese de başarısız olur. Tehlikenin giderek artmasıyla birlikte, Neruda ve eşi yeraltına inmek zorunda kalır. Bu süreçte, özgürlük ve ifade mücadelesi hayatlarının merkezine yerleşir.

Yeraltında geçirdikleri zaman, Neruda’nın hem siyasi direnişini hem de insan olarak içsel yolculuğunu derinleştirir. Kaçış ve kovalamaca içinde, şairin kalemi ve sesi daha da güçlenir.