Mon fils Malik

Mon fils Malik Slimane, eşi Samira ve oğulları Malik ile birlikte huzurlu bir hayat süren küçük bir aileyi simgeler. Yumuşak başlı, sevgi dolu ve inançlı bir Müslüman baba olarak tanınan Slimane, Fransa’daki mahallelerinde herkesin sevgisini kazanmıştır ve kimseyle bir sorunları yoktur. Fakat bir gün, Slimane işten eve dönerken evinin polis kordonuna alındığını ve kapıda bir ambulansın beklediğini görünce içine tarifsiz bir korku düşer. Eve girdiğinde ise hiçbir eşin görmek istemeyeceği bir tabloyla karşılaşır. Gözyaşları içinde içeri giren Slimane, eşi Samira’yı kanlar içinde yerde bulur. Samira hayatını kaybetmiştir ve işin daha da kötüsü, oğulları Malik ortada yoktur. Akıl almaz bir şok yaşayan Slimane, ne yapacağını bilemez ve tek çaresi olarak polise başvurur. Ancak polisin olayla yeterince ilgilenmediğini fark edince, son çare olarak babasını arar. Babası ona yerinden ayrılmamasını ve hemen toparlanmasını söyler. Slimane, babasıyla buluştuğunda, babası ona bir silah uzatır. Hayatında hiç silah kullanmamış olan Slimane, babasının “Oğlunu bulmak istiyorsan, sadece tetiğe basman yeterli” sözleriyle karşılaşır. Artık Slimane için geri dönüş yoktur; oğlunu bulmak için eline silah almak zorunda kalmıştır. Fakat nereden başlayacağını bilemez, çünkü Slimane’nin kimseyle husumeti yoktur. Oğlunun neden kaçırıldığını ve eşinin neden öldürüldüğünü anlamak zorundadır. Araştırmaya başladıkça, kendisini tehlikeli adamların ve hiç bilmediği karanlık işlerin içinde bulur. Gerçeğe ulaşmak ve oğlunu kurtarmak istiyorsa, acımasız olmayı öğrenmekten başka çaresi yoktur. 4K kalitesindeki Mon fils Malik filminde, zaman daraldıkça Slimane’nin sabrı tükenir ve oğlunu sağ bulma umudu azaldıkça, kendi içindeki karanlık yönlerle yüzleşmeye başlar. Karısı öldürülmüşken, neden oğlu da öldürülmemiştir? Bu sadece sıradan bir ev baskını mıdır? Yoksa Slimane’nin ailesinin geçmişi bu trajedinin ardında yatan asıl sebep midir?