Mezar

Justine’in ailesinde herkes veteriner ve vejetaryendir. Onaltısında olan Justine, veterinerlik fakültesindeki ilk yılına başlamaya hazırlanırken, ablası da aynı okulda eğitim görmektedir. Yeni ortamında kendine yer edinemeden zorlu bir gelenekle karşılaşır.

Okulda başlayan törenler kapsamında Justine, hayatında ilk kez çiğ et yemeye zorlanır. Bu beklenmedik deneyim, onun kimliğinde derin değişimlere yol açar. Vücudu ve zihni, alışılmadık bir dönüşüm sürecine girer.

Justine, kendini keşfederken karşılaştığı içgüdüler ve arzularla yüzleşir. Ailesinin ve çevresinin beklentileriyle çatışan bu yeni benliğin izleri, giderek belirginleşir ve kontrol edilemez hale gelir.

Hayatındaki sınırlar kaybolurken, Justine’in gerçek doğası gün yüzüne çıkar. Onun bu yolculuğu, hem fiziksel hem de ruhsal anlamda benzersiz bir uyanışı simgeler.