Love

Astronot Lee Miller, Dünya ile iletişimini kaybettikten sonra Uluslararası Uzay İstasyonu'nda tek başına mahsur kalır. Yörüngede kimseye ulaşamadan geçirdiği her an, yaşam destek sistemleri giderek azalırken, Lee hem akıl sağlığını korumak hem de hayatta kalmak için mücadele eder. Bu yalnız ve klostrofobik dünya, onun için giderek daha dayanılmaz hale gelir.

Lee'nin zamanla artan yalnızlığı, zihninde karmaşık düşüncelerin ve duyguların doğmasına neden olur. İnsani temasın eksikliği, ruhunu giderek daha fazla tüketirken, yaşamın anlamını ve varoluşun amacını sorgulamaya başlar. Her geçen gün, hem fiziksel hem de zihinsel sınırlarını zorlar.

Ancak Lee'nin kaderi, gemide yaptığı tuhaf bir keşifle aniden değişir. Bu keşif, onun yalnız evreninde yeni bir umut ışığı yakar ve hayal gücünü yeniden canlandırır. Geminin içinde saklı olan bu gizem, Lee'ye beklenmedik bir güç ve direnç kazandırır.

Lee'nin bu yeni bulgusu, onun hayatta kalma mücadelesini başka bir boyuta taşır. Gemi içinde saklı olan sırlar, sadece Lee'nin kaderini değil, belki de insanlığın geleceğini de değiştirme potansiyeline sahiptir. Bu olağanüstü durum, Lee'ye hem içsel bir keşif hem de varoluşsal bir meydan okuma sunar.