İlk Korku

Kibirli ve ünlü bir avukat olan Martin Vail, kariyerini daha da parlatacak bir davayı üstlenir Başrahibi vahşice öldürülmüş bir kilisede suç mahallinden kaçarken yakalanan yoksul bir altar çocuğu olan Aaron Stampler'ın savunması. Aaron, masum olduğunu iddia ederken, Vail onun suçsuzluğunu kanıtlamak için çalışmalara başlar.

Dava derinleştikçe, olayın göründüğünden çok daha karmaşık olduğu ortaya çıkar. Aaron, cinayet anında odada üçüncü bir kişinin olabileceğini ima eder. Bu durum, Vail'i hem hukuki hem de ahlaki bir ikilemle karşı karşıya bırakır; çünkü Aaron’ın kişiliğinde beklenmedik ve ürkütücü bir karanlık keşfeder.

Martin Vail, davanın gizemlerini çözmeye çalışırken kendi inançları ve adalet sistemi arasındaki çatışmalarla yüzleşmek zorunda kalır. Gerçeklerin bulanıklaştığı ve her yeni bilgi kırıntısının daha fazla soruya yol açtığı bu olayda, izleyiciyi sürükleyici bir psikolojik gerilim beklemektedir.