Öldüren Hazine

Öldüren Hazine Bir araştırma gemisi, dilbilimci Anahit Sarian’ın önderliğinde, 1369 yılında Kıbrıs’tan Ermenistan’a doğru yol alırken Akdeniz’de batan bir Haçlı gemisinin izini sürer ve batığı Türk sularında bulur. Ekip, gemiden çapı üç metreyi bulan beşgen bir taş çıkarır. Gemideki cesetlerin durumu, o dönemde Avrupa’yı kasıp kavuran veba salgınının bu gemide de etkili olduğunu gösterir. Gece olunca, gizli bir tarikata bağlı özel bir birlik gemiye sızar, taşın dış kabuğunu kırarak içindeki maddeyi alır ve mürettebatı veba virüsüyle birlikte gemide hapseder. Anahit ise bu tuzaktan kurtulmayı başarır. Robert Kästner, iki kez üniversite eğitimini yarıda bırakmış ve ufak tefek suçlara bulaşmış birisidir. Amcası Profesör Sörensen’in isteğiyle İtalya’ya gider. Burada bir meslektaşını ziyaret ederken, antik Ermeni yazıtları ve Visus adlı bir ressamın Ortaçağ’a ait Meryem tasvirini bulur. Ancak meslektaşını ölü bulunca, polisten kaçmak zorunda kalır. Kästner, Sörensen’in asistanı Anahit ile Ermenistan’ın başkenti Yerevan’da buluşur. Taksi şoförü Hayk’ın yardımıyla, Kästner’in bulduğu yazıtları çözümlerler ve bu yazıların Nuh’un Gemisi’nde taşınan Tanrı’nın Gözü’ne işaret ettiğini anlarlar. Efsaneye göre, iki göz parçası birleşirse, yaratılış yeniden başlayacaktır. Tarikatın amacı da budur bozulmuş dünyayı eski haline döndürmek. Bu sırada, bir Alman turist çifti araştırma gemisini bulur ve ölü mürettebatla karşılaşır. Çift vebaya yakalanır ve Türk polisi bölgeyi karantinaya alır, ancak ikisi de hayatını kaybeder. Araştırma gemisine dönmek isteyen Anahit gözaltına alınır, fakat sağlıklı olduğu anlaşılır. O ve bir virolog, gemiye dönüp taş bloğun kalıntılarını inceleme şansı bulurlar. Ancak tarikatın komandoları gemiyi havaya uçurur; virolog hayatını kaybeder, Anahit ise bir kez daha kaçmayı başarır. Fakat bu defa veba virüsüne yakalanmıştır. Kästner, tarikatın merkezine ulaşır ve burada amcası Profesör Sörensen ile karşılaşır. İkisi de esir alınır, fakat gizli bir tünelden kaçmayı başarırlar. Bu arada, Tanrı’nın Gözü denizden çıkarılıp Ermenistan’a getirilmiştir. Ermenistan’da Kästner, Anahit ve Hayk tekrar bir araya gelir. Eski bir Sovyet içecek fabrikasının altında bir manastır olduğunu keşfederler. Tarikat üyeleriyle aynı anda manastıra ulaşırlar. Anahit vurularak ağır yaralanır. Tarikat, bir gözü yeraltı katedraline indirirken, diğer göz de oradadır. İki gözün etkileşimi gökyüzünde büyük bir patlamaya yol açar. Kästner, gözlerden birinin bağlarını keserek yeniden yaratılışı engeller ve göz yere düşüp yok olur. Tarikat üyeleri etkisiz hale getirilir. Anahit, geriye kalan gözün şifa verici gücüyle sağlığına kavuşur.