Kuşatılmış

John Henry, geçmişiyle yüzleşmek ve uzun süredir ayrı kaldığı babasıyla ilişkisini düzeltmek amacıyla memleketine geri döner. Ancak kasaba, acımasız bir çete tarafından terörize edilmektedir. John Henry, bu tehdit karşısında kasabanın tek umudu haline gelir.

John Henry'nin dönüşü, kasaba halkında büyük bir umut ışığı yaksa da, o eski silahşörlük günlerini geride bırakmış ve silahını bir daha kullanmamaya yemin etmiştir. Zamanla, babasıyla arasındaki gergin ilişkileri onarmaya çalışırken, kasabanın huzurunu sağlamak için içsel bir çatışma da yaşamaktadır.

Kasabaya hakim olan çetenin giderek artan tehditleri, John Henry'yi zorlu bir kararla karşı karşıya bırakır. Barışçıl bir yaşam arzusu ile kasabasını koruma sorumluluğu arasında sıkışan John Henry, kendi geçmişiyle hesaplaşarak doğru yolu bulmaya çalışır.

Sonunda, John Henry, hem kasabasını korumak hem de babasıyla olan ilişkisini düzeltmek için geçmişindeki gölgelerle yüzleşmek zorunda kalır. Onun bu zorlu ve duygusal yolculuğu, sadece kendisi için değil, tüm kasaba için de bir dönüm noktası olacaktır.