Korku

1914 yılında genç asker Gabriel, Batı Cephesi’ne gönderilir. Siperlerin cehennemini yaşayarak, savaşın acımasız yüzüyle ve askerlerin üzerindeki korkunun yıkıcı etkisiyle tanışır.

Gabriel, her an ölümle burun buruna geçen günlerde, savaşın getirdiği dehşeti iliklerinde hisseder. Korku, sadece düşmandan değil, yaşanan kaosun içinde her an artan bir düşman gibi etrafını sarar.

Zorlu ve kanlı bu deneyimden sağ çıkmayı başaran Gabriel, içinde biriken öfke ve tutku ile sarsılır. Hayatta kalmanın verdiği yük ve yaşadıklarının ağırlığı, onu derin bir içsel yolculuğa sürükler.

Savaşın yıkıcılığına rağmen, Gabriel kendi insanlığını keşfeder; korkunun ve acının içinde var olan direnci ve umudu görür. Bu deneyim, onun hayatını ve bakış açısını sonsuza dek değiştirir.