Keane

New York'un kalabalık sokaklarında, zihinsel sorunlarla mücadele eden William Keane, kaybolan sekiz yaşındaki kızını umutsuzca aramaktadır. Her gün, kızının kaybolduğu gün attığı adımları yeniden izler, kaybolduğu yere giderek en ufak bir ipucu bulma umuduyla günü geçirir. Bu arayış, Keane'in zihnindeki belirsizlikle birleşerek onun için hem fiziksel hem de duygusal bir yolculuğa dönüşür.

Arayışı sırasında, aynı yaşlarda bir kızı olan ve zorlu hayat koşullarıyla mücadele eden bir kadınla tanışır. Bu karşılaşma, Keane'in hayatında beklenmedik bir dostluğun kapılarını aralar. Kadının kızı, Keane'e kaybolan kızının anılarını ve özlemini daha da derinlemesine hissettirirken, aynı zamanda ona umut ve teselli sunar. Keane, bu yeni arkadaşlık sayesinde bir yandan kendi acısıyla yüzleşirken, diğer yandan da kaybolan kızıyla ilgili yeni ipuçları bulabileceği umudunu taşır.

Keane'in içsel çatışmaları ve kaybolan kızına duyduğu derin özlem, onu bir yandan gerçeklikle bağlarını zorlayan bir duruma sürüklerken, diğer yandan da yeni tanıştığı kadın ve kızıyla kurduğu bağ, onun için bir umut ışığı olur. Bu hikaye, kaybolan bir çocuğun ardından süregelen umutsuz arayış ve beklenmedik bir dostluğun getirdiği teselli üzerinden duygusal bir yolculuk sunuyor.