Arthur Fleck, içsel çatışmaları ve ikili kimliğiyle boğuşurken, hem gerçek aşkı bulur hem de içinde saklı olan müziği keşfeder. Bu süreçte, hayal dünyası ile gerçeklik arasındaki ince çizgide yürürken, kendi varoluşunu sorgulayan Arthur, içindeki kaosun melodisini duymaya başlar. Hem zihninde hem de dış dünyasında gelişen olaylar, onu beklenmedik bir yolculuğa sürüklerken, aşk ve delilik arasındaki bağlantının derinliklerine iner.