Haus der Stille

Bir yazar, Lüneburg Heath’in tenha bir malikânesine çekilerek yeni romanını kaleme almaya başlar. Romanı, kendi yaşamından izler taşıyan, derin ve travmatik anılarına dayanır. Ancak bu sessiz ve izole ortamda, beklenmedik ve tuhaf olaylar giderek artar.

Kısa sürede, bir adamın onu takıntı haline getirdiği ortaya çıkar. Bu adam, yazarın en karanlık anılarına ve unutulmuş anılarına hakim gibi görünür. Onun varlığı, yazarın hem bedenini hem de ruhunu sınırlarına kadar zorlar.

Yaşadığı korku ve belirsizlik içinde, yazar kendisini düşmanın oyunlarının içinde bulur. Anılarla yüzleşirken, sınırları zorlayan bir mücadeleye sürüklenir. Korkunun ve geçmişin gölgesinden kurtulmak için ne kadar ileri gidebilir?

Evde yaşanan bu psikolojik gerilim, yazarın iç dünyasıyla dış tehditlerin iç içe geçtiği anlarda doruğa ulaşır. Kendiyle ve peşindeki adamla hesaplaşma, onu hem fiziksel hem de zihinsel olarak zorlar. Özgürlük mücadelesi, korkunun pençesinden kurtulmanın tek yoludur.