Grace

Korkunç bir trafik kazasının ardından kocasını kaybeden hamile Madeline Matheson, karnındaki bebeği Grace'in de ölmüş olduğunu öğrenir. Doktorların uyarılarına rağmen, kederli Madeline, bebeğini doğurmayı kararlılıkla ister ve kendi hayatını tehlikeye atmak pahasına bu kararı uygular. Ancak doğum anında olağanüstü bir durum gerçekleşir; küçük Grace, ölü doğmamış, aksine hayata dair tuhaf bir istekle, yaşayan bir ölü olarak dünyaya gelmiştir.

Grace'in doğumu, sadece Madeline'in değil, etrafındaki herkesin hayatını derinden etkiler. Bebek, sadece hayatta olmakla kalmaz, aynı zamanda insan kanına karşı doyumsuz bir açlık geliştirir. Bu beklenmedik durum, Madeline'in annelik içgüdüleriyle sevgi ve korku arasındaki ince çizgide yaşadığı karmaşık bir mücadeleyi beraberinde getirir. Madeline, kızını yaşatmak için sınırları zorlayarak, hem fiziksel hem de psikolojik olarak zorlu bir yolculuğa çıkar.