Gardiyan

Baztán Nehri kıyısında genç bir kız cesedi bulunur ve bu cinayet, bir ay önce işlenen benzer bir cinayetle bağlantılı olduğu düşünülür. Elizondo köyünde hızla yayılan dedikodular, olayın ritüelistik bir katilin işi mi yoksa Bask mitolojisindeki görünmez koruyucu Basajaun’un mu olduğu sorusunu gündeme getirir.

Soruşturmanın başına geçen müfettiş Amaia Salazar, doğduğu ama geri dönmeyi hiç istemediği Bask bölgesinin kalbine geri döner. Sislerle örtülü, sık ormanlarla çevrili bu yerde, hem köyün karanlık sırları hem de Amaia’nın çocukluğundan gelen çözülememiş acılar yeniden gün yüzüne çıkar.

Köyün batıl inançları ve gizemli atmosferiyle mücadele eden Amaia, geçmişinin hayaletleriyle yüzleşmek zorundadır. Aynı zamanda peşinde seri katilin izlerini sürerken, içindeki karanlıkla da savaşır.

Soruşturma derinleştikçe, Amaia gölgelerde gizlenen daha karanlık bir tehdidin varlığını hisseder. Bu karmaşık ve tüyler ürpertici olaylar zinciri, onu hem kendi geçmişiyle hem de gerçeklikle yüzleştirir.