Şeytana Karşı

1950'lerin Stockholm'ünde genç Erik, sürekli karıştığı kavgalar nedeniyle okuldan atılır. Annesi, Erik'i şiddet yanlısı üvey babasının tepkisinden korumak için Stjärnsberg Yatılı Okulu'na gönderir. Bu okul, Erik'i kabul eden tek okuldur ve onun için son şanstır. Erik, üst sınıfa geçebilmek için annesine sorunlardan uzak duracağına söz verir.

Stjärnsberg Yatılı Okulu'nda Erik, özgürlüğün ve disiplinin keskin sınırlarıyla yüzleşir. Okulun katı kuralları ve öğrenciler arasındaki hiyerarşik ilişkiler, Erik'in karakterini ve direncini sınar. Burada, sadece akademik başarı değil, aynı zamanda kişisel mücadeleler de ön plandadır.

Erik, okulda karşılaştığı baskı ve zorbalığa rağmen, içsel bir dönüşüm yaşamaya başlar. Arkadaşlıklar kurar ve adalet duygusu güçlenir. Ancak, sistemin acımasız doğasıyla başa çıkmak için sadece fiziksel değil, zihinsel olarak da güçlü olması gerektiğini anlar.

Erik'in Stjärnsberg'deki bu zorlu yılı, onun için sadece bir eğitim süreci değil, aynı zamanda kendini keşfetme ve büyüme yolculuğudur. Annesine verdiği sözü tutmaya çalışırken, hem kendi sınırlarını zorlar hem de hayatta kalma içgüdüsünü geliştirir. Bu süreçte, gerçek özgürlüğün ve direnişin ne anlama geldiğini öğrenir.