Dying Breed

Tasmanya'nın derinliklerindeki izole bölgelerde, iki eski efsanenin izini süren dört maceraperest, unutulmuş sırların peşine düşer. Bunlardan biri, nesli tükendiği düşünülen Tasmanya kaplanı; diğeri ise 1824 yılında yamyamlık suçundan idam edilen Pieman lakaplı Alexander Pearce'in korkunç mirasıdır. Her iki efsanenin de hayatta kalma mücadelesi, bu ıssız topraklarda halen yaşam buluyor olabilir.

Bu keşif gezisinde, kahramanlarımız doğa ile iç içe zorlu bir yolculuğa çıkarlar. Ancak, ormanın derinliklerinde onları bekleyen gerçek tehlike, bu efsanelerden hangisinin izine rastlayacakları konusunda belirsizlik yaratır. Yabani hayvanlar ve izole yaşam koşulları arasında sıkışan ekip, geçmişin karanlık sırları ile yüzleşmek zorunda kalır.

Yolculuk ilerledikçe, doğanın acımasız yüzü ve insanın ilkel içgüdüleri açığa çıkar. Her bir adımda, hayatta kalma mücadelesi daha da şiddetlenir ve hangi efsanenin izini sürdüklerini fark ettiklerinde, geri dönüşü olmayan bir noktaya ulaşırlar. Tasmanya'nın gizemli ormanlarında, efsaneler ve gerçeklik iç içe geçerken, bu dört cesur ruhun kaderi belirsizliğe doğru sürüklenir.