Doktorlar

Simon, yoğun bakım ünitesinde ölümle yüzleşmeye alışmış deneyimli bir doktordur. İşinin gereği olarak duygusal sınırlarını korumayı öğrenmiş, böylece hastalarının acısıyla baş edebilmektedir. Ancak annesinin kritik bir durumda aynı hastanede yatması, profesyonel hayatıyla özel hayatının keskin bir şekilde çatışmasına neden olur.

Annesinin durumu, Simon’un mesleki deneyimlerinin ötesinde bir sınavdır; hastalık ve ölümün soğuk gerçekleri, artık onun kişisel dünyasını sarsmaya başlar. Kendi inançları ve mesleki duruşu, bu beklenmedik kriz karşısında derin bir sorgulamaya dönüşür.

Simon, hem doktor hem de evladı olarak yaşadığı bu çifte rolün ağırlığı altında, hayatını ve kariyerini yeniden değerlendirmek zorunda kalır. Kendi dünyasının temel taşları sarsılırken, insanın yaşam ve ölümle yüzleşme biçimi üzerine güçlü bir iç hesaplaşma başlar.