Chasse gardée

Simon ve Adélaïde, çocuklarıyla birlikte şehir hayatının karmaşasından uzak, daha sakin ve konforlu bir yaşama adım atmak için Paris’teki küçük dairelerini bırakıp doğanın ortasında bir eve taşınmaya karar verirler. Bahçesi, sebze bahçesi ve hemen yanındaki ormanıyla doğayla iç içe bir yaşam onları beklemektedir. Köy sakinlerinin sıcak karşılaması, yeni hayatlarının başlangıcı için büyük bir umut olur.

Ancak, hayalleri kısa sürede yerini hayal kırıklığına bırakır; ormanın aslında büyük av hayvanları için ayrılmış bir avlak olduğunu öğrenirler. Dostane tavırlara rağmen, avcılar topraklarından vazgeçmeye niyetli değildir ve bu durum Simon ile Adélaïde’nin kır hayatı hayallerini bir kabusa dönüştürür.

Yine de, Parisli çift teslim olmaktan uzaktır. Karşılaştıkları zorluklara rağmen, hem aileleri hem de yeni evleri için verdikleri mücadele, onların direncini ve kararlılığını ortaya koyar. Bu yeni hayatın zorlukları içinde kendi yerlerini bulma çabaları devam eder.