Büyücü

1980 yılında, İran’daki karışıklıklardan kaçan genç bir delikanlı, Amerika’ya sığındığında burada yaşanan rehine krizi nedeniyle yabancı düşmanlığı ve önyargılarla karşılaşır. Yeni hayatında kendine yer bulmakta zorlanırken, içinde bulunduğu zorluklara rağmen pes etmez.

Okulun zor durumda olan güreş takımına katılmaya karar verir. Bu yeni mücadele, onun sadece fiziksel sınırlarını zorlamakla kalmaz, aynı zamanda kendini kanıtlama ve kabul görme yolunda önemli bir adımdır. Takım arkadaşları ve çevresiyle kurduğu ilişkiler, onun değişim sürecinde belirleyici olur.

Zorluklarla dolu bu yolculukta, hem sahada hem de hayatın içinde verdiği mücadeleler, genç adamın kendine güvenini ve kararlılığını artırır. Her yeni karşılaşma, onun hem bir sporcu hem de bir insan olarak büyümesini sağlar.

Sonunda, yalnızca güreş takımı için değil, kendi kimliği ve ait olduğu yer için de savaşan bu genç, zor bir dönemin gölgesinde umut dolu bir yol çizer. Onun hikayesi, azim ve dayanışmanın gücünü gözler önüne serer.