Beyaz Tavşan

Zorbalığa maruz kalan genç bir öğrenci, çocukken zorla öldürmek zorunda bırakıldığı bir tavşanın hayallerini görmeye başlar. Bu görseller, onun zihninde giderek derinleşen karanlık bir dünyaya kapı aralar.

Hayal gücünün sınırlarını zorlayan bu görüntüler, gerçeklik ile hayal arasındaki çizgiyi belirsizleştirir ve öğrenciyi şiddetli eylemler gerçekleştirmeye iter. İçindeki korku ve çaresizlik, onu kontrol edilemez bir ruh haline sürükler.

Kendini ve çevresini anlamaya çalışan genç, bu travmatik deneyimlerin etkisiyle giderek tehlikeli bir yola girer. Tavşanın hayaleti, onun hem geçmişiyle hem de içsel dünyasıyla yüzleşmesini zorunlu kılar.