Beyaz Kuş

Julian, yüzünde bir doğuştan gelen deformasyonu olan bir sınıf arkadaşına davranışları nedeniyle Beecher Hazırlık Okulu’ndan atılır ve yeni okulunda kendine yer edinmekte zorlanır. Yaşadığı yalnızlık ve dışlanmışlık içinde hayatını değiştirecek bir adım ararken, büyükannesi ona gençliğinde Nazi işgali altındaki Fransa’da yaşadığı cesaret dolu hikayesini anlatmaya karar verir.

Büyükannenin anlattığı geçmişte, Nazi tehdidi altındaki bir kasabada hayatta kalmak için büyük bir risk alır ve aynı okuldan bir sınıf arkadaşı onu ölümcül tehlikeden koruyarak sığınak olur. Bu hikaye, Julian için sadece tarihin değil, aynı zamanda insanlık ve umut dolu bir dayanışmanın da kapılarını aralar.

Geçmişle yüzleşen Julian, büyükannesinin yaşadıklarından güç alarak kendi hayatında yeni bir yol çizmeye çalışır. “Beyaz Kuş”, korku ve umut arasında insan ruhunun direncini ve sevginin dönüştürücü gücünü gözler önüne serer.