Benim Adım Karl

Berlin’de yaşanan bir patlama, genç Maxi’nin hayatını kökten değiştirir. Evi yerle bir olur, annesi ve küçük kardeşleri enkaz altında kalır. Sadece Maxi ile babası bu terör saldırısından sağ kurtulur, ancak yaşadıkları kayıplar derin bir acı bırakır.

Bu travmanın ardından Maxi, tesadüfen karşılaştığı karizmatik Karl’ın davetiyle Prag’da düzenlenen gençlik konferansına katılmaya karar verir. Babasından ve yıkıcı anılarından uzaklaşmak için bu fırsatı değerlendirir. Karl ve onun etrafındaki siyasi hareket, daha iyi bir Avrupa için çalıştıklarını iddia etmektedir.

Maxi, içinde bulunduğu ortamın gerçek yüzünü fark etmeden bu yeni dünyaya adım atar. Konferansın ve hareketin ardındaki gerçek niyetler, onu ve ailesini bekleyen tehlikeye dair ipuçları taşımaktadır.

Yaşanan kayıplar, yeni tanışmalar ve siyasi propaganda arasında Maxi’nin hayatı, beklenmedik bir şekilde şekillenir. Berlin’den Prag’a uzanan bu yolculuk, onun için hem bir kaçış hem de yüzleşme sürecidir.