Aşkın Dili

Martin, Paris’ten Normandiya’ya yerleşmiş, Gustave Flaubert tutkunu ve fırıncı olarak yaşayan eski bir hipsterdır. Küçük köyde sakin hayatına devam ederken, yakınlardaki bir çiftlikte İngiliz bir çiftin taşındığını fark eder. Yeni gelenlerin isimleri Gemma ve Charles Bovery’dir.

Martin, Gemma ve Charles’ın davranışlarının Flaubert’in ünlü karakterlerini anımsattığını gözlemler. Özellikle Gemma’nın hayatındaki iniş çıkışlar, Martin’in hayal gücünü harekete geçirir ve onu bu çiftin hikayesine dahil eder. Kendini adeta bir anlatıcı gibi onların yaşamını takip etmeye başlar.

Gün geçtikçe, Martin’in Gemma ve Charles’la olan ilişkisi derinleşirken, gerçek yaşamla edebiyat arasındaki sınırlar bulanıklaşır. Gemma’nın kaderi, Flaubert’in eserlerindeki trajedilere paralel ilerler ve Martin, bu esrarengiz hikayenin merkezinde kalır.